Bir kitap okurken, içinde tavsiye edilen başka bir kitabı
hemen okunacaklar listeme alırım. Prof.Dr.Orhan Öztürk’ün “Özerk Benlik Kul
Benlik” kitabını da başka bir kitap okurken fark etmiş ve satın alınacaklar
listeme almıştım.
Ergenlik çağımdan itibaren Türkiye’deki sosyal yapıya,
insanımızın davranış biçimlerine ilgi duydum. Bunların sebepleri üzerine
okudum, düşündüm, bilgisi olduğunu düşündüğüm insanlarla istişare ettim.Bu
konularda ufkumu açan üç kitap öne çıktı; biri Halil İnancık hocamızın Devlet-i
Âliyye, Doğan Avcıoğlu’nun Türkiye’nin Düzeni ve şu anda tanıtımını yaptığım
Özerk Benlik Kul Benlik adı kitaplar. Bunlar ömrümün sonuna kadar başucumda
kalması gerektiğini düşündüğüm kitaplar.
Prof.Dr.Orhan Öztürk Ankara Üniversitesi, Ortadoğu Teknik
Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmış bir duayen. Türk
Psikiyatri Derneği kurucu başkanı, Dil Derneği üyesi, Amerikan Psikiyatri
Birliği muhabir üyesi.
Orhan Hoca 60 yıllık hekimlik deneyimini 200 sayfalık bir
hazineye çevirmiş. Kitap, Okuyan Us yayınlarından çıkmış. Yazar, iyi derecede
İngilizce bilmesine rağmen Türkçe terimlerle yazmaya özen göstermiş. Derin
bilgi birikimini sıradan bir vatandaşın anlayacağı sadelik ve berraklıkta
okuyucuya aktarmasını becermiş.Okuyucu, aynı zamanda yeni kelimelerle de
karşılaşıyor kitapta, örneğin “bilseme”. Öğrenmeye meraklı olmak şeklinde açıklayabileceğimiz
güzel bir kelime.
Yazar, bilseme(merak), keşfetme duygusunun çocukta doğuştan
itibaren var olduğunu, bunun bir biyolojik temelli dürtü olduğunu ancak çevre
ve aile tarafından baskılarla öldürüldüğünü ve kul benlik oluşturulduğunu
kanıtlarıyla sunuyor.
Einstein bilsemeyi küçük bir narin bilgiye benzetirmiş, bu
bitkinin en önemli gereksiniminin “uyaranlar ve özgürlük” olduğunu ifade
edermiş.
Kul benliğin Osmanlı Döneminde etkilerinden de örneklerin
verildiği kitapta, matbaanın 277 yıl sonra ülkemize gelmesine rağmen, 20 yılda
sadece 17 kitap basıldığı da yazılmakta.
Diğer yandan Türkiye’de çok az işlenen bir konu, sünnet ve toplumun
yüklediği anlam, bunun etkileri, benlik oluşumunda etkileri çok çarpıcı bir
şekilde aktarılıyor. Kadına şiddetin kökenlerinde bu kul benlik yapısının
yattığı çok net olarak örneklerle anlatılıyor.
“Kişi üstbenliğine
ters düşen bir eylemde bulunduğunda suçluluk hisseder. Suçluluk duygusu özerk
üst benlik göstergesidir. Ortalıkta kimse olmasa bile kişinin kendi içinden
gelen bir duygudur. Utanç duygusu ise başkalarının yanında yaşanan, henüz
benliğe mal edilmemiş değer yargıları karşısında algılanan bir duygudur.”
Orhan Öztürk, toplumun önemli bir kesiminin kaytarabildikleri
sürece kuralların dışına çıkmaktan çekinmediğinden, kendiliğinden
içselleştirilmiş değerlerin oluşmamasının bunun sebebi olduğunu belirtiyor.
Dolayısıyla bu tür özerklik kazanamamış bireyler bağımlı üstbenlikleri
sebebiyle otorite karşısında emir kulu olmakta, yekte(otorite) olmadığı
durumlarda başıboş ve sorumsuz davrandıklarını belirtmektedir. Bu gizli
hazineyi kaçırmamanızı öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder